Salı, Ocak 12, 2016

Happy Birthday David Bowie



The Man Who Sold the World'ü yazdığında çoktan ölmüştü Bowie. İki gecedir, Lazarus’un lirikleri ekranımda açık, ara ara bakıyorum, videoklibi döndürüyorum: ölüp ölüp diriliyor Bowie.

Süreya’nın, son kitabında -bütün som şairler gibi- öte dünyadan seslendiğini, I thought you died alone, a long long time ago, kendisine yukarıdan baktığını, Look up here, I'm in heaven, yazılara eklemediğime hayıflanır oluyorum gene, yaz diyorum: bak bunu bu gece yaz…

Sabah oluyor. David Bowie’nin ölüm haberi düşüyor ekrana.

Sarsıcı: Bir sanatçının ölümüne tanık olmuyoruz; bir ölüm performansının katılımcıları, oyuncularıyız bu kez. Az şey mi: Gerçeği de gerçeğini de kucağımıza bırakarak gitti Bowie. 




2 yorum:

WebKenti dedi ki...

Güzel blog lakin uzun zamandır sessiz olması üzücü.

Bahçeşehir çilingir dedi ki...

Arkadasın dediği gibi neden sessiz