Cumartesi, Ağustos 16, 2008

:s

sırf gözleri renkli diye kendini güzel sanan kızlar vardı bi' de değil mi lisede?


Salı, Ağustos 12, 2008

nanik

geçen gün bir kızla tanıştım. bu boyuna anlatıyo masada..susmadı, susamadı..derken bi ara "exkankamla gitmiştik oraya bi keresinde..." diye bişi buyurdu. oha dedim lan bu nası bi dildir, terminolojidir. hangi zamanları yaşıyorsak artık; kan kardeşlik önce kanka müessesesine indirgendi, sonra kankaya kanki denilegeldi, kankuş diyeni de peyda olurken şimdi demek hepten yok oldu kan kardeşlik..exkanka he mi?..yamanmışsın yabancı..

Cuma, Ağustos 08, 2008

Testis

istanbul'a gidiyor idim. bakım-onarım-rehabilitasyon mu ne var imiş ulusoy'un tesislerinde, bu sebeple otobüs çok alakasız bir dinlenme tesisinde dur idi (oha!)

bolu civarlarında bir yere düğüne gittikleri her hallerinden belli olan iki otobüslük bir kalabalık da aniden tesise akın etti. ben 100 numara ziyaretimi tamamlayıp dışarıda bir çay-sigara birlikteliğine gireyim derken yanımdan beyaz gömleği göğüsten 4 düğme açık, aksesuar olsun diye üzerine düğümünün dibine kadar gevşetilmiş siyah bir kravat takılı, saçları ibrahim toraman ve tarkan'dan hallice genç bir çocuk geçer oldu. ben çocuğa "bi' çay bana.." diyerek dışarıya seğirttim. çocuk "ne çayı ya?" der gibi baktı. ben çocuğa "nası ne çayı la yarraam?!" der gibi baktım. çocuk "garson muyum lan ben!" diyerek üzerime yürüdü. ben dışarıya doğru hızlı adımlarla yürüdüm. çocuğun olayı fark eden ve düğündeki teyzelere "gençlik işte.." dedirtme teması üzerine tasarlanmış çeteye mensup diğer garson görünümlü arkadaşları da peşime takıldı. servet'e benzer olanı kapıya varmama yakın yatarak topa değil bana müdahale etti. ben düşmüş bulundum. bunu gören tesisin beyaz gömlekli ve siyah kravatları fifa kurallarına uygun bağlanmış asıl garsonları olaya uçarak müdahale etti. garsonlar garson görünümlü çocukları tutarlarken "noluyo kardeşim napıyosunuz?!" diye sordu. suratı öfkeden mora çalmış olan toraman saçlı çocuk "beni garson sandı bu herif!" dedi. Düşünmeden verilmiş bu cevaba karşılık garsonlardan bir tanesi "ne yani garsonluk bu kadar kötü bir şey mi lan dalyaprak!" diyerek toraman'a bir kafa attı. tesiste Bolu Garson Boy Boks Şampiyonası start aldı. ben dışarı çıktım. otobüse bindim. yolculuk start aldı. yok yere garson kardeşlerin birbirini kırmalarına vesile olduğum için önce üzüldüm, sonra "nasıl olsa düğünde de mutlaka bir kavga çıkacaktı..." diye düşünerek Madam Boluvary bir huzura erdim. Yolda muavin "su alır mısınız?" diye sordu. Muavinin ela gözlerine "Ne suyu la yarraam!?" der gibi baktım.



ps: yarısına kadar yaşanmıştır :)

Çarşamba, Temmuz 30, 2008

niye ki?

evet sevgili kedikumu severler..ben murat murathanoğlu..hah! sen o kadar bloga ara ver sonra böyle manasız bir giriş yap..olacak iş değil..neyse şimdi şunu sorup hemen kaçacağım:

yandaki jesti biliyosun..yatağa yatıp kitap okurken vb. durumlarda ayakları havaya dikmek biçiminde bir hareket var
kızlarda..bu jestin sebebini yıllardır araştıran bir gazeteci olarak vardığım en net cevap şudur: şımarıklık!

ha net dediğime bakma sen..hala konu tam olarak bir açıklığa kavuşmuş değil.. araştırmaya gönülden destek veren ve de bilimsel açıklamalarını esirgemeyen kızların %80'i bu davranışı:
- çok rahat oluyor ama..
diye tanımlama gayreti içindeyken,

yüzde 15'lik bir dilimi:
- ay hakkaten.. hiç farkında bile değilim!..
yollu şaşkınlıklarını dile getirmiş,

geri kalan 5%'lik dilim ise:
- daha seksi görünmek için yapıyoruz herhalde..
ile
- bunu sen de yaparsın ki ne var onda?! gibi manasız cevaplarla geçiştirmeyi uygun bulmuşlardır.

"İlk insanlar zamanında kadınların uzanıp dinlenirken, arkadan gelen tehlikelere karşı bu refleksi geliştirmiş olabilecekleri" adlı bilimsel tezim ise kimse tarafından kale alınmamış ve Science Dergisinde yayınlanmaya uygun bulunmamıştır.

Yeni açıklamalar getirebilecek olan varsa buyursun. Ama ondan önce şunu da söyleyeyim, "rahat oluyor da ondan" tezi tarafımdan "sen hiç böyle uzanıp ayaklarını havaya kaldıran annane gördün mü?!" sorusuyla çürütülmüştür. Zorlamayınız...